2. Düşümde denizden bir rüzgar çıkıp geldi ve denizi dalgalara
boğdu.
3. Ben izlerken, bu rüzgar derinliklerden yükselerek gelen bir
insan figürü getirdi. Bu adam gökyüzünün bulutları üzerinde uçuyordu. Her
nereye gözlerini çevirdiyse, bakışlarının karşılaştığı her şey korkuya kapıldı.
4. Sesi her nereye ulaştıysa, onu işiten herkes ateşe dokunan
balmumu gibi eridi.
5. Sonra denizden yükselen adamın üzerine saldırmak için,
gökyüzünün dört rüzgarından toplanıp bir araya gelen sayısız insan topluluğu
gördüm.
6. Adam kendisi için büyük bir dağ yonttu ve onun üzerine uçtu.
7. Dağın hangi yön ya da yerinden ele geçirildiğini görmeye
çalıştım, ama başaramadım.
8. Sonra adamla savaşmak için bir araya gelmiş olanların hepsinin
korkuyla dolu olduklarını, ancak yine de ona karşı dövüşmeye hazırlandıklarını
farkettim.
9. Adam saldırmak için ilerleyen kalabalığı gördüğünde onlara karşı
parmağını bile kıpırdatmadı. Elinde ne mızrağı ne de silahı vardı.
10. Gördüğüm tek şey, ağzından dışarıya akan bir alev seli, dudaklarından çıkan bir alev soluması ve dilinden çakan kıvılcım fırtınasıydı.
11. Bunların hepsi alev seli, alevli soluk ve kıvılcım fırtınası tek bir kütle halinde birleşmişti. Bu kütle savaşmak için ilerleyen kalabalığın üzerine düştü ve onların her birini tamamen yakıp yok etti. Birdenbire o büyük kalabalık, toz, kül ve duman kokusu dışında hiçbir şey bırakmadan gözden kayboldu. Bunun karşısında dilim tutuldu.
10. Gördüğüm tek şey, ağzından dışarıya akan bir alev seli, dudaklarından çıkan bir alev soluması ve dilinden çakan kıvılcım fırtınasıydı.
11. Bunların hepsi alev seli, alevli soluk ve kıvılcım fırtınası tek bir kütle halinde birleşmişti. Bu kütle savaşmak için ilerleyen kalabalığın üzerine düştü ve onların her birini tamamen yakıp yok etti. Birdenbire o büyük kalabalık, toz, kül ve duman kokusu dışında hiçbir şey bırakmadan gözden kayboldu. Bunun karşısında dilim tutuldu.
12. Bundan sonra adamın dağdan aşağıya indiğini ve farklı, huzur
dolu bir topluluğu kendisine çağırdığını gördüm.
13. Kiminin yüzünde mutluluk, kimininse üzüntü vardı. Bir kısmı sürgünden
gelmişti, bir kısmı da başkalarını sunu olarak getirmişti. Dehşet içinde
uyandım, yüce Tanrı'ya dua ettim.
14. Dedim ki: "Başlangıçtan beri ben kuluna bu mucizeleri
açıkladın. Beni dualarıma yanıt vermeye layık gördün.
15. Şimdi de bu düşün anlamını göster bana.
16. Düşünceme göre, o günler hayatta olup yaşayanlar için ne
dehşet verici olacak! Ancak yaşamayanlar için ne kadar daha kötü olacak!
17. 0nlar üzgün olacaklar,
17. 0nlar üzgün olacaklar,
18. çünkü son günlerin neler getireceğini bilecekler, ama ne yazık
ki, kaçırmış olacaklar.
19. Hayatta olanların durumu ise korkunç olacak. Çünkü düşümde
gördüğüm gibi, onlar korkunç tehlikeler ve felaketlerle yüzleşecekler.
20. Yine de bu tehlikelere katlanmak ve hedefe ulaşmak, bir bulut gibi dünyadan yok olup gitmek ve son günlerin olaylarını hiç görememekten daha iyidir,"
20. Yine de bu tehlikelere katlanmak ve hedefe ulaşmak, bir bulut gibi dünyadan yok olup gitmek ve son günlerin olaylarını hiç görememekten daha iyidir,"
21. "Evet" diye yanıtladı, "Bu düşün anlamını
açıklayacağım ve istediğin her şeyi anlatacağım.
22. 0 hayatta kalanlarla ilgili soruna gelince, işte yanıtı:
23. 0 günlerde tehlikeleri getirecek olan, aynı zamanda Her Şeye
Gücü Yeten'e bağlılıkla yaşayıp iyi işler biriktirmiş olanları koruyacak.
24. Emin ol ki, o hayatta kalanlar, ölmüş olanlardan çok daha
kutludurlar.
25. "İşte, bu da düşün anlamı: Denizlerin derinliklerinden
yükseldiğini gördüğün adam,
26. Yüce Tanrı'nın asırlar boyunca hazır beklettiği kişidir. O
kendi yarattığı dünyayı kurtaracak, hayatta olanları yönetecek.
27. Adamın ağzından aktığını gördüğün,
28. bir mızrak ya da herhangi bir silah olmaksızın kendisine
karşı savaşa girmek üzere ilerleyen kalabalıkları yok ettiği soluğa, ateşe ve
fırtınaya gelince:
29. Yüce Tanrı'nın yeryüzünde yaşayanlara kurtuluş getireceği
günler yakındır.
30. O zaman insanlar büyük bir telaş ve korkuyla dolacaklar.
31. Kent kente, bölge bölgeye, ulus ulusa, krallık krallığa karşı
savaşmak için gizli tasarılar kuracak.
32. Bu gerçekleştikten ve sana göstermiş olduğum tüm belirtiler gelip
geçtikten sonra, denizden yükselen adam olarak gördüğün oğlum ortaya çıkacak.
33. 0nun sesini işiten bütün uluslar, düşünde gördüğün gibi,
34. kendi topraklarını, savaşlarını bırakacaklar, ona karşı
savaşmak için sayılamayacak kadar büyük bir ordu halinde birleşecekler.
35. 0 ise Siyon Dağının zirvesinde yerini alacak,
35. 0 ise Siyon Dağının zirvesinde yerini alacak,
36. Siyon bütün insanların önünde görünür kılınacak. Kent bütün
yapılarıyla birlikte tamamlanmış olacak. Ancak bu insan eliyle olmayacak.
37. Sonra oğlum, kendisine karşı gelen ulusların Tanrı tanımaz işlerini yargılayacak. Düşünde gördüğün fırtınanın anlamı budur.
37. Sonra oğlum, kendisine karşı gelen ulusların Tanrı tanımaz işlerini yargılayacak. Düşünde gördüğün fırtınanın anlamı budur.
38. 0 onları kendi şeytani fesatlıkları ve yakında katlanmak
zorunda olacakları sıkıntıyla karşı karşıya getirecek. Alevin anlamı da budur.
Hiçbir çaba harcamadan yasa aracılığıyla da onları yok edecek . Bu da ateşi
simgeler.
39. "Daha sonra O'nun farklı, huzur dolu bir topluluğu
çağırdığını gördün.
40. Onlar, Asur Kralı Şalmaneser'in hapse attığı Kral Hoşea
zamanında sürgüne gönderilen on oymaktır. Şalmaneser onları ırmağın ötesine
sürdü, onlar garip bir ülkeye götürüldüler.
41Ama sonra onlar Yahudi olmayan putperestlerin yaşadığı bu
ülkeden ayrılmaya ve daha önce insanların hiç yaşamadığı uzak bir toprağa
gitmeye karar verdiler.
42. Kendi ülkelerinde itaat etmekte başarısız oldukları yasaya bu
yeni yerde uymayı amaçladılar.
43. Fıratın dar geçitlerinden geçerlerken
44. yüce Tanrı onlar için mucizeler yarattı. Onlar geçinceye kadar
ırmak kanallarını durdurdu.
45. Arzaret denen o bölgeye yolculukları uzundu, bir buçuk yıl
sürdü.
46. 0nlar, bu çağ son bulana kadar, o zamandan beri hep orada yaşadılar.
47. Şimdi onlar dönüş yolundalar ve yüce Tanrı bir kez daha,
onların geçebilmesi için, ırmak kanallarını durduracak.
48. "'Bu da, görmüş olduğun huzur dolu topluluğun anlamıdır. Benim
kutsal sınırlarım içinde bulunan senin halkından hayatta kalanlar da onlarla
birlikte kurtulacak.
49. İşte böylece, kendisine karşı birleşmiş ulusları yok etme
zamanı geldiğinde,
50. O, hayatta kalan kendi halkını koruyacak, onlara olağanüstü
mucizeler gösterecek."
51. "Rabbim, efendim, gördüğüm adamın neden denizlerin
derinliklerinden yükseldiğini açıkla bana" diye rica ettim.
52. O şöyle yanıtladı: "Denizlerin derinliklerini araştırmak
ve içlerinde neler olduğunu keşfetmek herhangi bir insanın gücünün ötesindedir.
Aynı şekilde yeryüzündeki hiçbir kimse belirlenmiş o güne kadar oğlumu ve onun
topluluğunu göremez. Düşün anlamı budur.
53. Bu açıklama sadece sana verildi. Çünkü sen kendine ait bütün işleri bıraktın,
53. Bu açıklama sadece sana verildi. Çünkü sen kendine ait bütün işleri bıraktın,
54. kendini bütünüyle bana ve yasamı öğrenmeye adadın.
55. Her şeyde hikmet sana rehber, anlayış da anne oldu.
56. Sana bu açıklamayı vermemin nedeni budur, yüce Tanrı seni
ödüllendirecek. Üç gün sonra seninle tekrar konuşacağım ve sana çok önemli ve
harika şeyler anlatacağım,"
57. Böylece ben de ara ara göstermiş olduğu mucizeler için, O'nun
kontrolü altında geçen çağlar için
58. Yüce Tanrı'ya tapınıp yücelterek tarlaya doğru gittim. Orada üç
gün kaldım.