BÖLÜM 13

1. Yedi gün geçti, ertesi gece bir düş gördüm,
2. Düşümde deniz­den bir rüzgar çıkıp geldi ve denizi dalgalara boğdu.
3. Ben izlerken, bu rüzgar derinliklerden yükselerek ge­len bir insan figürü getirdi. Bu adam gökyüzünün bulutları üzerinde uçu­yordu. Her nereye gözlerini çevirdiyse, bakışlarının karşılaştığı her şey korkuya kapıldı.
4. Sesi her nereye ulaştıysa, onu işiten herkes ateşe dokunan balmumu gibi eridi.
5. Sonra denizden yükselen adamın üzerine saldırmak için, gökyüzünün dört rüzgarından toplanıp bir araya ge­len sayısız insan topluluğu gördüm.
6. Adam kendisi için büyük bir dağ yont­tu ve onun üzerine uçtu.
7. Dağın hangi yön ya da yerinden ele geçirildiğini görmeye çalıştım, ama başaramadım.
8. Sonra adamla savaşmak için bir ara­ya gelmiş olanların hepsinin korkuyla dolu olduklarını, ancak yine de ona karşı dövüşmeye hazırlandıklarını farkettim.
9. Adam saldırmak için ilerleyen kalabalığı gördüğünde onlara karşı parmağını bile kıpırdatmadı. Elinde ne mızrağı ne de silahı vardı.
10. Gördüğüm tek şey, ağzından dışarıya akan bir alev seli, dudaklarından çıkan bir alev soluması ve dilinden çakan kıvılcım fırtınasıydı.
11. Bunların hepsi alev seli, alevli soluk ve kıvılcım fırtınası tek bir kütle halinde birleşmişti. Bu kütle savaşmak için ilerleyen kalaba­lığın üzerine düştü ve onların her biri­ni tamamen yakıp yok etti. Birdenbire o büyük kalabalık, toz, kül ve duman kokusu dışında hiçbir şey bırakmadan gözden kayboldu. Bunun karşısında dilim tutuldu.
12. Bundan sonra adamın dağdan aşağıya indiğini ve farklı, huzur dolu bir topluluğu kendisine çağırdığını gör­düm.
13. Kiminin yüzünde mutluluk, kimininse üzüntü vardı. Bir kısmı sür­günden gelmişti, bir kısmı da başkala­rını sunu olarak getirmişti. Dehşet için­de uyandım, yüce Tanrı'ya dua ettim.
14. Dedim ki: "Başlangıçtan beri ben ku­luna bu mucizeleri açıkladın. Beni dua­larıma yanıt vermeye layık gördün.
15. Şimdi de bu düşün anlamını göster bana.
16. Düşünceme göre, o günler ha­yatta olup yaşayanlar için ne dehşet ve­rici olacak! Ancak yaşamayanlar için ne kadar daha kötü olacak!
17. 0nlar üzgün olacaklar,
18. çünkü son günle­rin neler getireceğini bilecekler, ama ne yazık ki, kaçırmış olacaklar.
19. Hayatta olanların durumu ise korkunç olacak. Çünkü düşümde gördüğüm gi­bi, onlar korkunç tehlikeler ve fela­ketlerle yüzleşecekler.
20. Yine de bu tehlikelere katlanmak ve hedefe ulaş­mak, bir bulut gibi dünyadan yok olup gitmek ve son günlerin olaylarını hiç görememekten daha iyidir,"
21. "Evet" diye yanıtladı, "Bu dü­şün anlamını açıklayacağım ve istedi­ğin her şeyi anlatacağım.
22. 0 hayatta kalanlarla ilgili soruna gelince, işte yanıtı:
23. 0 günlerde tehlikeleri getire­cek olan, aynı zamanda Her Şeye Gücü Yeten'e bağlılıkla yaşayıp iyi işler biriktirmiş olanları koruyacak.
24. Emin ol ki, o hayatta kalanlar, ölmüş olan­lardan çok daha kutludurlar.
25. "İşte, bu da düşün anlamı: De­nizlerin derinliklerinden yükseldiğini gördüğün adam,
26. Yüce Tanrı'nın asır­lar boyunca hazır beklettiği kişidir. O kendi yarattığı dünyayı kurtaracak, ha­yatta olanları yönetecek.
27. Adamın ağ­zından aktığını gördüğün,
28. bir mız­rak ya da herhangi bir silah olmaksı­zın kendisine karşı savaşa girmek üze­re ilerleyen kalabalıkları yok ettiği so­luğa, ateşe ve fırtınaya gelince:
29. Yüce Tanrı'nın yeryüzünde yaşayanlara kurtuluş getireceği günler yakındır.
30. O zaman insanlar büyük bir telaş ve korkuyla dolacaklar.
31. Kent kente, böl­ge bölgeye, ulus ulusa, krallık krallığa karşı savaşmak için gizli tasarılar ku­racak.
32. Bu gerçekleştikten ve sana göstermiş olduğum tüm belirtiler ge­lip geçtikten sonra, denizden yükselen adam olarak gördüğün oğlum ortaya çıkacak.
33. 0nun sesini işiten bütün uluslar, düşünde gördüğün gibi,
34. ken­di topraklarını, savaşlarını bırakacak­lar, ona karşı savaşmak için sayıla­mayacak kadar büyük bir ordu halin­de birleşecekler.
35. 0 ise Siyon Dağı­nın zirvesinde yerini alacak,
36. Siyon bütün insanların önünde görünür kılı­nacak. Kent bütün yapılarıyla birlikte tamamlanmış olacak. Ancak bu insan eliyle olmayacak.
37. Sonra oğlum, ken­disine karşı gelen ulusların Tanrı tanı­maz işlerini yargılayacak. Düşünde gör­düğün fırtınanın anlamı budur.
38. 0 onları kendi şeytani fesatlıkları ve ya­kında katlanmak zorunda olacakları sıkıntıyla karşı karşıya getirecek. Ale­vin anlamı da budur. Hiçbir çaba harcamadan yasa aracılığıyla da onları yok edecek . Bu da ateşi simgeler.
39. "Daha sonra O'nun farklı, huzur dolu bir topluluğu çağırdığını gördün.
40. Onlar, Asur Kralı Şalmaneser'in hap­se attığı Kral Hoşea zamanında sürgü­ne gönderilen on oymaktır. Şalmaneser onları ırmağın ötesine sürdü, onlar garip bir ülkeye götürüldüler.
41Ama sonra onlar Yahudi olmayan putpe­restlerin yaşadığı bu ülkeden ayrılma­ya ve daha önce insanların hiç yaşa­madığı uzak bir toprağa gitmeye karar verdiler.
42. Kendi ülkelerinde itaat et­mekte başarısız oldukları yasaya bu ye­ni yerde uymayı amaçladılar.
43. Fıratın dar geçitlerinden geçerlerken
44. yü­ce Tanrı onlar için mucizeler yarattı. Onlar geçinceye kadar ırmak kanalla­rını durdurdu.
45. Arzaret denen o böl­geye yolculukları uzundu, bir buçuk yıl sürdü.
46. 0nlar, bu çağ son bulana kadar, o zamandan beri hep orada ya­şadılar.
47. Şimdi onlar dönüş yolunda­lar ve yüce Tanrı bir kez daha, onların geçebilmesi için, ırmak kanallarını dur­duracak.
48. "'Bu da, görmüş olduğun huzur dolu topluluğun anlamıdır. Benim kut­sal sınırlarım içinde bulunan senin halkından hayatta kalanlar da onlarla birlikte kurtulacak.
49. İşte böylece, ken­disine karşı birleşmiş ulusları yok et­me zamanı geldiğinde,
50. O, hayatta kalan kendi halkını koruyacak, onlara olağanüstü mucizeler gösterecek."
51. "Rabbim, efendim, gördüğüm adamın neden denizlerin derinliklerinden yükseldiğini açıkla bana" diye rica ettim.
52. O şöyle yanıtladı: "Denizlerin derinliklerini araştırmak ve içlerinde neler olduğunu keşfetmek herhangi bir insanın gücünün ötesindedir. Aynı şekilde yeryüzündeki hiç­bir kimse belirlenmiş o güne kadar oğlumu ve onun topluluğunu göre­mez. Düşün anlamı budur.
53. Bu açık­lama sadece sana verildi. Çünkü sen kendine ait bütün işleri bıraktın,
54. ken­dini bütünüyle bana ve yasamı öğren­meye adadın.
55. Her şeyde hikmet sa­na rehber, anlayış da anne oldu.
56. Sana bu açıklamayı vermemin nedeni budur, yüce Tanrı seni ödüllendire­cek. Üç gün sonra seninle tekrar ko­nuşacağım ve sana çok önemli ve ha­rika şeyler anlatacağım,"
57. Böylece ben de ara ara göster­miş olduğu mucizeler için, O'nun kon­trolü altında geçen çağlar için
58. Yüce Tanrı'ya tapınıp yücelterek tarlaya doğru gittim. Orada üç gün kaldım.