BÖLÜM 2

1. ''Rab şöyle diyor: Bu insanları kö­lelikten kurtarıp özgür kıldım, kul­larım peygamberler aracılığıyla onla­ra buyruklar verdim. Ama peygam­berlere kulaklarını tıkayıp buyrukları­mın bir ölüm fermanı olmasına neden oldular.
2. Onları doğuran anne onlara diyor ki: 'Gidin, çocuklarım, ben dul ve terk edilmişim,
3. Sevinçle sizi do­ğurdum, sıkıntı ve kederle sizi kay­bettim. Çünkü, siz Rabbiniz Tanrı'ya karşı günah işleyip yanlış olduğunu bildiğim ne varsa onu yaptınız. Şimdi. dul ve terk edilmiş olarak sizin için ne yapabilirim ki ben?
4. Gidin, çocukla­rım, Rabbimiz'den merhamet dile­yin.'
5. Kendi tanıklığını onunkine ek­lemen için şimdi sana sesleniyorum. Ey Ezra baba! Onun çocukları benim antlaşmama uymayı reddettiklerinden, bırak sözlerin onlar üzerinde bir şaş­kınlığa neden olsun.
6. Anaları yağma­lansın ve kendilerinin de hiç soyu ol­masın.
7. Onları ulusların arasına dağı­tılmaya, adlarının yeryüzünden silin­mesine mahkûm et. Çünkü onlar benim antlaşmamı teptiler.
8. "Vay sana, ey Asur! Günahkâr­ları barındırıyorsun! Sen, ey günahkâr ulus,
9. Sodom ve Gomora'ya neler yap­tığımı anımsa! Onların ülkeleri katran kümeleri ve kül yığınları altında gö­mülü duruyor. Bu, benim, bana itaat etmeyenlerle nasıl başa çıkacağımın göstergesidir. Böyle diyor Her Şeye Gücü Yeten Rab.
10. "Rab Ezra'ya şöyle diyor: Hal­kıma de ki,
11. bir zamanlar İsrail'e sunduğum Yeruşalim Krallığını on­lara vereceğim. Görkemli varlığımı İsrail'den geri çekip onların olacak olan tapınağı sonsuza kadar benim kendi halkıma vereceğim.
12. Hayat ağacı onların üzerine hoş kokusunu yayacak, onlar zahmet çekmeyecek ya da kedere bürünmeyecek.
13. Dile­yin, alacaksınız; bu nedenle dua edin ki, kısa bekleme süreniz belki, her şe­ye rağmen, daha da kısaltılabilir. Şim­di krallık sizin için hazır, bekleyin! Çağırın gökyüzünü, yeryüzünü tanık­lığa,
14. Ben, kötülüğü kaldırıp iyiliği getirdim. Yaşayan tek Tanrı olduğum için, diyor Rab.
15. "Ey anne, çocuklarını bağrına bas. Onları bir güvercinin kendi yav­rularını besleyip büyüttüğü gibi yetiş­tir. Onlara tökezlemeden yürümeyi öğ­ret. Sen benim seçtiğimsin, diyor Rab.
16. Adımı kabul ettikleri, şükranla onay­ladıkları için ölüleri yattıkları yerler­den diriltecek, onları mezarlarından dı­şarıya çıkaracağım.
17. Korku yok sana bir çok çocuğun anası! Ben seni seç­tim. Böyle diyor Rab.
18. "Kullarım Yeşaya'yla Yeremya'yı sana yardım etmeleri için gön­dereceğim. Onlar peygamberlik eder­ken seni, benim halkım olman için ayırdım. Senin İçin türlü meyvelerle yüklü on iki ağaç,
19. süt ve bal akıtan on iki kaynak ve güllerle, zambaklarla kaplı yedi ulu dağ hazırladım. Orada oğullarını neşeyle dolduraca­ğım.
20. Dullara destek ol, öksüzlerin hakkını savun, fakirlere ver, yetimleri koru, çıplakları giydir.
21. Zayıf ve ça­resizlerle ilgilen, sakın kötürümlerle alay etme. Sakat ve güçten düşmüş­leri gözet, görmeyenleri nurumun gör­me kuvvetine şevket.
22. Surlarının İçin­de gencin ve yaşlının her ikisini de güvenlikte tut.
23. "Gömülmemiş ölü gördüğün za­man, onları işaretle belirleyip kabirle­re yerleştir; ölüleri dirilttiğim zaman sana baş köşeyi vereceğim.
24. Sakinleş halkım, çünkü senin de dinlenme vaktin gelecektir.
25. Çocuklarınla iyi bir dadı gibi ilgilenip onlara düşmeden yü­rümeyi öğret.
26. Size vermiş olduğum kullarımdan hiçbirini kaybetmeyecek­siniz; onları sizlerin sayısı arasından geri isteyeceğim.
27. Sıkıntı ve zorluk za­manı geldiğinde endişelenmeyin; baş­kaları yas tutup üzülecek, ama sizler mutlu ve bereketli olacaksınız.
28. Bütün uluslar sizi kıskanacak, ama sizin karşınızda güçsüz olacaklar. Böyle di­yor Rab.
29. Benim gücüm sizi koruyacak, oğullarınızı cehennemden kurtaracak­tır.
30. Neşeli ol ana! Seni ve çocukla­rını kurtarmaya geleceğim,
31. Mezar­larda uyuyan çocuklarını anımsa! On­ları yeryüzünün derinliğinden çıkarıp alacak, onlara merhamet edeceğim. Çünkü ben merhametliyim. Böyle di­yor Her Şeye Gücü Yeten Rab.
32. Ben gelene kadar çocuklarını bağrına bas ve merhametimi onlara ilan et. Çünkü benim lütfum ve acımanı hiçbir za­man kurum ayacak."
33. Ben, Ezra, Sina Dağı'nda, Rab tarafından İsrail'e gitmek üzere görevlendirildim. Geldiğimde onlar beni küçük görüp Rab'bin buyruklarını red­dettiler.
34. Bundan dolayı, ey putpe­restler, size söylüyorum, dinleyin ve anlayın: Gelen çobanınıza doğru ileri­ye bakın, o size sonsuz huzuru vere­cek. Çünkü dünyanın sonundan gelen o yanıbaşınızda.
35. Krallığın ödülleri­ni almak için hazır olun. Işık sonsuza kadar daima üzerinize parlayacaktır.
36. Bu dünyanın karanlığından kaçın, sizi bekleyen sevinç ve görkemi elde edin. Kurtarıcıma açıkça tanıklık edi­yorum. O, Rabbim'in atadığı kişidir.
37. Onu kabul edin ve sevinin, sizi kutsal topraklara davet eden o tek olana şük­ranlarınızı sunun.
38. Doğrulup ayağa kalkın, Rab'bin  işaretini taşıyan ve onun masasında oturanların tümünü görün.
39. OnIar bu dünyanın karanlı­ğından çıktılar ve Rab'den gelen pa­rıltılı cüppeleri kabul ettiler.
40. Ey Sion, hepiniz kabul edin ve Rab'bin yasasını imanla tutmuş olan şu beyazlar içinde sıraya girmişlerin yumağı ile birleşin.
41. Çok uzun süredir özlemini çektiğin oğullarının sayısı şimdi ta­mamlandı. Rab'bin krallığı için dua edin. Böylece dünya meydana geldiğinde O'nun topladığı senin halkın, O'nun halkı olarak belirlenir.
42. Ben, Ezra, Sion Dağı'nda Rab'bi yücelten ezgiler söyleyen sayıla­mayacak kadar çok büyük bir kalaba­lık gördüm.
43. Ortada durup onlardan her birinin başına birer taç yerleştiren, hepsinden daha uzun, çok uzun boylu genç bir adam görkemiyle göze çarpı­yordu.
44. İlk bakışta büyülendim ve meleğe sordum:
45. Efendim, kimdir bunlar?'' O da, "Onlar ölümlü giysilerini bir kenara bırakıp ölümsüzü'" giymiş, Tanrı'nın adını onaylamış olanlardır" dedi. "Şimdi onlara taç ve za­fer veriliyor."
46. Ben tekrar sordum: "Onlara taç giydirip zafer veren genç adam kim?" Melek de.
47. "O, bu ölüm­lü dünyada onların iman edip kabul ettikleri Tanrı'nın Oğlu'dur" diyerek yanıtladı. Rab'bin adına böyle kahra­manca sadık kalan bu insanları öv­meye başladım.
48. Sonra melek bana şöyle dedi: '"Git, halkımın tümüne gör­müş olduğun Rabbimiz Tanrı'nın bu yüce ve harika işlerini anlat."