2. Sion'un perişanlığıyla Babil'de yaşayanların refah ve mutluluğunu düşünmekten
aklım karışmıştı.
3. Ruhum tamamen altüst olmuştu. Korkularımı yüce Tanrı'ya
arzettim.
4. "Tanrım, Rab'bim" dedim, "Sen, yalnızca sen değil
miydin ki, başlangıçla yeryüzünü oluşturan?
5. Toprağa buyruk verdin, Adem oluştu. Onun bedeni cansızdı, ama
kendi ellerinle şekil verip hayat soluğunu ona üfledin. Böylece onu yaşayan
bir insan yaptın.
6. Onu, varlık olarak yeryüzüne gelmeden önce, bizzat senin
kurduğun cennette gönderdin.
7. Ona itaat edeceği tek bir buyruk verdin, ama o buna uymadı.
Bunun üzerine onu ve onun soyundan gelenleri derhal ölüme mahkûm ettin.
"Ondan doğan uluslar, soylar, halklar aileler sayılamayacak kadar çoktu.
8. Sana karşı günah işleyip seni küçümseyen her ulus kendi yoluna
gitti, Sen onları durdurmadın.
9. Ne var ki, daha sonra zamanı gelince yeryüzündekilerin üzerine
tufanı getirip onları yok ettin.
10. Bu son herkesin başına geldi: Adem'e ölüm, soyunun üzerine
tufan!
11. Sen yalnız Nuh'a, ailesine ve onun soyundan doğru olan kişilere
dokunmadın.
12. "Yeryüzü nüfusu arttı, aileler ve halklar çoğaldı. Ulus
üstüne ulus. Ama sonra, bir kez daha, öncekilerden daha çok günah işlemeye
başladılar.
13. Onlar günah işlemeye başladıklarında sen onlardan birini,
13. Onlar günah işlemeye başladıklarında sen onlardan birini,
14. adı İbrahim olanı kendin için seçtin. Onu sevdin, yalnızca
ona gizlice, gece yarısında dünyanın nasıl son bulacağını gösterdin,
15. Onunla sonsuza dek sürecek bir antlaşma yaptın. Onun soyunu hiçbir zaman terk etmeyeceğine dair söz verdin.
15. Onunla sonsuza dek sürecek bir antlaşma yaptın. Onun soyunu hiçbir zaman terk etmeyeceğine dair söz verdin.
16. Ona İshak'ı, İshak'a Yakup'la. Esav'ı verdin. Bunlardan
Yakup'u seçtin, Esav'ı reddettin. Yakup büyük bir ulus olarak büyüdü.
17. "Onun soyunu Mısır'dan kurtarıp onları Sina Dağı'na
getirdin.
18. Orada göğü eğip yeryüzünü salladın. Dünyayı döndürüp
ummanları titrettin, evrenin altını üstüne getirdin.
19. Senin görkemin ve yüceliğin, ateşle depremin, rüzgarla soğuğun
dört kapısından geçti. Sen Yakup'un soyu İsrailliler'e yasanı, buyruklarını
verdin.
20. Onların günahkâr kalplerine göre davranmadın. Buyruklarının
onların yaşamını yönlendirmesine olanak tanıdın.
21. İlk insan Adem, günahkâr bir yüreği yüklendiğinden günah
işleyip yenildi. Yalnız kendisi değil, bütün soyu...
22. Bu nedenle hastalık yerleşti. Her ne kadar halkının kalbinde
yasan yerleşmişse de, günah da orada kökleşmiş olduğundan, iyilik çaresiz
kaldı, kötü olan kalıcı oldu.
23. "Yıllar geçti, zamanı gelince, kendin için, adı Davut olan
birini ortaya çıkardın.
24. Ona, senin adının anıldığı bir kent kurmasını ve orada sana
kurban kesmesini istedin.
25. Bunun bitmesi çok uzun yıllar aldı. Ama aynı günahkâr kalbe
sahip olduklarından, kent sakinleri
26. tıpkı Adem ve onun soyu gibi davranıp yoldan çıktılar.
27. Böylece kendi kentini düşmanlara teslim ettin.
28. "Kendi kendime dedim ki: 'Belki de Babil'dekilerin daha
iyi bir yaşam sürüyor olmaları, onların Sion'u fethetmelerindendir.'
29. Ama buraya ulaştığımda, talimin edebildiğimden daha fazla günahla karşılaştım. Bu otuz yılda kendi gözlerimle bir sürü günahkâr gördüm.
30. Günahkârlara karşı ne kadar anlayışlı, inançsızlara karşı ne kadar esirgeyici olduğunu, kendi halkını yok ederken, düşmanlarını nasıl koruduğunu gördüğümde yüreğim parçalandı.
29. Ama buraya ulaştığımda, talimin edebildiğimden daha fazla günahla karşılaştım. Bu otuz yılda kendi gözlerimle bir sürü günahkâr gördüm.
30. Günahkârlara karşı ne kadar anlayışlı, inançsızlara karşı ne kadar esirgeyici olduğunu, kendi halkını yok ederken, düşmanlarını nasıl koruduğunu gördüğümde yüreğim parçalandı.
31. Senin yollarını nasıl anlamaları gerektiğine ilişkin, kim olursa
olsun kimseye hiçbir imada bulunmadın. Babil Sion'dan daha mı
erdemlidir?
32. İsrail dışında herhangi bir ulus seni hiç tanımış mıdır? Yakup'un soyu gibi başka hangi soy senin antlaşmalarına güvendi?
33. Ne var ki, onlar hiç ödüllendirilmediler. Acılarının hiçbir karşılığını görmediler. Uluslar arasında bir aşağıya bir yukarıya dolaştım. Senin buyruklarını dinlemedikleri halde, onların nasıl başarılı olup geliştiklerini gördüm,
32. İsrail dışında herhangi bir ulus seni hiç tanımış mıdır? Yakup'un soyu gibi başka hangi soy senin antlaşmalarına güvendi?
33. Ne var ki, onlar hiç ödüllendirilmediler. Acılarının hiçbir karşılığını görmediler. Uluslar arasında bir aşağıya bir yukarıya dolaştım. Senin buyruklarını dinlemedikleri halde, onların nasıl başarılı olup geliştiklerini gördüm,
34. Bu nedenle bizim günahlarımızı, dünyanın geri kalanının
günahlarına karşılık terazide tart. O zaman terazinin göstergesinin hangi
yöne eğileceği netleşecektir.
35. Yeryüzünde yaşayanların sana karşı günah işlemediği herhangi
bir zaman var mıdır? Hiç herhangi bir ulus İsrail gibi senin buyruklarını tutmuş
mudur?
36. Belki burada bir adam, şurada bir adam bulabilirsin, ama hiçbir
yerde bütün bir ulusu bulamazsın."