BÖLÜM 3

1. Yeruşalim'in düşüşünden sonraki otuzuncu yılda, ben, Şealtiel-Ez­ra diye de bilinirim- Babil'deydim. Yatağıma uzandığımda sıkıntılıydım.
2. Sion'un perişanlığıyla Babil'de ya­şayanların refah ve mutluluğunu dü­şünmekten aklım karışmıştı.
3. Ruhum tamamen altüst olmuştu. Korkularımı yüce Tanrı'ya arzettim.
4. "Tanrım, Rab'bim" dedim, "Sen, yalnızca sen değil miydin ki, başlangıçla yeryüzünü oluş­turan?
5. Toprağa buyruk verdin, Adem oluştu. Onun bedeni cansızdı, ama ken­di ellerinle şekil verip hayat soluğunu ona üfledin. Böylece onu yaşayan bir insan yaptın.
6. Onu, varlık olarak yer­yüzüne gelmeden önce, bizzat senin kurduğun cennette gönderdin.
7. Ona itaat edeceği tek bir buyruk verdin, ama o buna uymadı. Bunun üzerine onu ve onun soyundan gelenleri derhal ölüme mahkûm ettin. "Ondan doğan uluslar, soylar, halklar aileler sayılamayacak kadar çoktu.
8. Sana karşı günah işleyip seni kü­çümseyen her ulus kendi yoluna gitti, Sen onları durdurmadın.
9. Ne var ki, daha sonra zamanı gelince yeryüzündekilerin üzerine tufanı getirip onları yok ettin.
10. Bu son herkesin başına geldi: Adem'e ölüm, soyunun üzerine tufan!
11. Sen yalnız Nuh'a, ailesine ve onun soyundan doğru olan kişilere do­kunmadın.
12. "Yeryüzü nüfusu arttı, aileler ve halklar çoğaldı. Ulus üstüne ulus. Ama sonra, bir kez daha, öncekilerden da­ha çok günah işlemeye başladılar.
13. Onlar günah işlemeye başladıkla­rında sen onlardan birini,
14. adı İbra­him olanı kendin için seçtin. Onu sev­din, yalnızca ona gizlice, gece yarı­sında dünyanın nasıl son bulacağını gösterdin,
15. Onunla sonsuza dek sü­recek bir antlaşma yaptın. Onun soyu­nu hiçbir zaman terk etmeyeceğine dair söz verdin.
16. Ona İshak'ı, İshak'a Yakup'la. Esav'ı verdin. Bun­lardan Yakup'u seçtin, Esav'ı reddet­tin. Yakup büyük bir ulus olarak bü­yüdü.
17. "Onun soyunu Mısır'dan kurta­rıp onları Sina Dağı'na getirdin.
18. Ora­da göğü eğip yeryüzünü salladın. Dün­yayı döndürüp ummanları titrettin, ev­renin altını üstüne getirdin.
19. Senin görkemin ve yüceliğin, ateşle depre­min, rüzgarla soğuğun dört kapısın­dan geçti. Sen Yakup'un soyu İsrailliler'e yasanı, buyruklarını verdin.
20. On­ların günahkâr kalplerine göre davranmadın. Buyruklarının onların ya­şamını yönlendirmesine olanak tanı­dın.
21. İlk insan Adem, günahkâr bir yüreği yüklendiğinden günah işleyip yenildi. Yalnız kendisi değil, bütün soyu...
22. Bu nedenle hastalık yerleş­ti. Her ne kadar halkının kalbinde yasan yerleşmişse de, günah da orada kökleşmiş olduğundan, iyilik çaresiz kaldı, kötü olan kalıcı oldu.
23. "Yıllar geçti, zamanı gelince, kendin için, adı Davut olan birini or­taya çıkardın.
24. Ona, senin adının anıl­dığı bir kent kurmasını ve orada sana kurban kesmesini istedin.
25. Bunun bit­mesi çok uzun yıllar aldı. Ama aynı günahkâr kalbe sahip olduklarından, kent sakinleri
26. tıpkı Adem ve onun soyu gibi davranıp yoldan çıktılar.
27. Böylece kendi kentini düşmanlara teslim ettin.
28. "Kendi kendime dedim ki: 'Bel­ki de Babil'dekilerin daha iyi bir ya­şam sürüyor olmaları, onların Sion'u fethetmelerindendir.'
29. Ama  buraya ulaştığımda, talimin edebildiğimden da­ha fazla günahla karşılaştım. Bu otuz yılda kendi gözlerimle bir sürü gü­nahkâr gördüm.
30. Günahkârlara karşı ne kadar anlayışlı, inançsızlara karşı ne kadar esirgeyici olduğunu, kendi halkını yok ederken, düşmanlarını na­sıl koruduğunu gördüğümde yüreğim parçalandı.
31. Senin yollarını nasıl an­lamaları gerektiğine ilişkin, kim olur­sa olsun kimseye hiçbir imada bulun­madın. Babil  Sion'dan daha mı erdemlidir?
32. İsrail dışında herhangi bir ulus seni hiç tanımış mıdır? Yakup'un soyu gibi başka hangi soy senin ant­laşmalarına güvendi?
33. Ne var ki, on­lar hiç ödüllendirilmediler. Acılarının hiçbir karşılığını görmediler. Uluslar arasında bir aşağıya bir yukarıya do­laştım.  Senin  buyruklarını  dinleme­dikleri  halde,  onların  nasıl  başarılı olup geliştiklerini gördüm,
34. Bu ne­denle bizim günahlarımızı, dünyanın geri kalanının günahlarına karşılık te­razide tart. O zaman terazinin gös­tergesinin hangi yöne eğileceği netle­şecektir. 
35. Yeryüzünde yaşayanların sana karşı günah işlemediği herhangi bir zaman var mıdır? Hiç herhangi bir ulus İsrail gibi senin buyruklarını tut­muş mudur?
36. Belki burada bir adam, şurada bir adam bulabilirsin, ama hiç­bir yerde bütün bir ulusu bulamaz­sın."