BÖLÜM 15

1. Rab şöyle diyor: "Size vereceğim peygamberlik sözlerini hal­kıma duyurun.
2. Onları yazıya geçirin, çünkü onlar güvenilir ve gerçektir.
3. Si­ze tuzak kuranlardan korkmayın, size karşı olan şu inançsızlar yüzünden ra­hatsız olmayın.
4. Çünkü inanmayan her­kes imansızlığı yüzünden ölecek.
5. "Sakının" diyor Rabbiniz, "Kılıç açlık, ölüm, yıkım gibi korkunç kötülükleri serbest bırakıp dünyaya Salı­yorum.
6. Çünkü kötülük tüm dünyaya yayıldı ve daha fazla vahşet için hiç yer yok.
7. "Bu yüzden" diyor Rabbiniz, ''onların tanrı tanımaz günahları karşısın­da sessiz kalmayacağım, onların gü­nahkâr işlerine göz yummayacağım.
8. Suçsuz öldürülenlerin kanlarının na­sıl beni öç için çağırdığını, doğru kişi­lerin ruhlarının hiç bitmeyen yalvarış­larını gör!
9. Hiç kuşkusuz onların öcü­nü alacağım" diyor Rabbiniz, "Akıtıl­mış suçsuz kanların yalvarışlarını du­yacağım. 
10. Benim halkım tıpkı ko­yunlar gibi öldürülüyor. Onların daha fazla Mısır'da kalmasına izin verme­yeceğim. Ancak onları kurtarmak için tüm gücümü kullanacağım.
11. Mısırlı­lar' ı daha önce de yaptığım gibi ve­bayla vuracağım. Tüm ülkelerini ya­kıp yok edeceğim.
12. Rabbiniz tarafın­dan vurulup cezalandırıldığında Mı­sır'ın temelleri sarsılacak, bütün ülke yas tutacak! 
13. Çiftçiler yas tutacak, çünkü tohumları gelişmeyecek, ağaç­ları hastalık, dolu, korkunç fırtınalar nedeniyle yıkılacak! 
14. Vay dünyaya ve üzerinde yaşayanlara!
15. Onları yok edecek kılıç çok uzakta değil. Ülke ül­keye karşı kılıç çekip savaşacak.
16. Sağ­lam yönetimler son bulacak, bir fesat diğerine üstün gelecek. Krallar, yük­sek mevkideki yöneticiler iyi günle­rinde hiçbir şey için kaygı duymaya­caklar.
17. Bir kimse bir kenti ziyaret etmek isteyecek, ama başaramayacak.
18. Çünkü hırs, rekabet kentleri karı­şıklığa boğacak,  evleri yıkacak, in­sanları korkuyla dolduracak. 
19. Bir adam açlığın ve yoksulluğun pençesine yakalandığında hiçbir merhamet duygusu onu engelleyemeyecek, vah­şice komşusunun evine saldırıp mal­larını yağmalayacak.
20. "Yeryüzünün bütün krallarını nasıl bir araya topladığımı gör" diyor Tanrı, "Onları gün doğumundan, güney rüzgarından, doğu ve güneyden çağı­rıp onlara vermiş olduklarımı geri öde­teceğim.
21. Benim seçilmiş halkıma bu­güne kadar yaptıklarının aynısını ben de onlara yapacağım."
22. Tanrımız Rab şöyle diyor: "Gü­nahkârlara merhamet göstermeyece­ğim, kılıcım yeryüzünü suçsuzların kanıyla boyayan o katilleri bağışla­mayacak.
23. Rabbiniz'in Öfkesi yeryü­zünü ve temellerini ateşte yakıp ka­vurmak, günahkârları tıpkı yanan sa­man gibi tüketip yok etmek için taş­mış durumda.
24. Vay buyruklarımla alay eden günahkârlara!" diyor Rab­biniz, "Onlara hiç acımayacağım.
25. Siz isyankârlar, uzak durun benden! Pis­liklerinizle benim kutsallığıma yak­laşmayın."
26. Rabbiniz kendisine karşı günah işleyenlerin hepsini çok iyi biliyor. Onları ölüme, yokluğa gönderdi.
27. Dün­yanın üzerine şimdiden düşmüş olan felaketlerden sizler asla kaçamaya­caksınız. Tanrınız sizi kurtarmayı red­dediyor, çünkü sizler O'na karşı gü­nah işlediniz.
28. O doğudan gelen ne dehşet veri­ci bir görüntü!
29. Arabistan'dan gelen ejderha sürüleri sayısız savaş arabala­rıyla saldıracaklar. İlerlemelerinin ilk gününden itibaren dünya onların tısla­ma sesleriyle dolacak, işitenlerin hep­sini korku saracak, donup kalacaklar.
30. Öfkeden çılgına dönen Kirmanlar, tüm güçleriyle ilerleyip ormandan çı­kan yaban domuzları gibi üzerlerine hücum edecekler. Uzun dişleriyle Asurun bütün bölgelerini yakıp yıkacaklar.
31. Ama daha sonra ejderhalar içten ge­len doğal öfkelerini toparlayacak, da­ha güçlüleri deneyecekler. Onlar ye­niden düzenli ordu haline gelip güçlenecek, kahredici bir güçle hücum ede­cekler.
32. Böylece yaban domuzlarının kuvveti susturulacak, her biri bir tara­fa kaçacak.
33. Sonra onların yolu pu­suda bekleyen Asur'lu bir düşman ta­rafından kesilecek. İçlerinden biri yok edilecek. Ordularının içinde korku ve telaş yayılacak, krallarının arasında kararsızlık baş gösterecek.
34. Doğudan ve kuzeyden gelip gü­neye doğru uzanan bulutlara bak! Gö­rünüşleri korkunç, öfke ve fırtına do­lu.
35. Birbirlerine çarpacak, bütün ül­keye çok büyük bir fırtına yağdıra­caklar. Kılıçların akıttığı kan
36. atın bellerine, insanın kalçasına, devenin dizine kadar yükselecek.
37. Yeryüzü­nü dehşet ve titreme kaplayacak. Öç dolu öfkeyi gören herkes korkudan tit­reyip dehşete kapılacak.
38. Daha sonra büyük fırtına bulutları kuzeyden ve gü­neyden, bazıları da batıdan yaklaşa­cak.
39. Ancak doğudan esen rüzgarlar daha şiddetli olacak. Fırtınayla yakıp yok etmeyi planlayan azgın bulutlar durdurulacak, doğudan esen rüzgarlar tarafından gerisin geriye güneye ve batıya sürülecek.
40. Öfke dolu, iri, kud­retli bulutlar yükselip artacak, tüm ül­ke ve yaşayanlarını yakıp yok edecek.
41. Korkunç bir fırtına ateş, dolu ve uçu­şan kılıçlarla ulu ve güçlü olanları si­lip süpürecek. Bir tufan bütün tarlala­rı, ırmakları basacak.
42. Kentleri, sur­ları, dağları, tepeleri, ormanlardaki ağaçları ve tarlalardaki ürünleri yerle bir edip düzleştirecek.
43. Babil'e ka­dar bütün yol boyunca ilerleyecek, onu tamamen silip yok edecek.
44. Oraya vardığında onu kuşatacak, tüm öfke­siyle fırtınayı üzerine salacak. Toz ve dumanlar gökyüzüne erişecek, bütün komşuları Babil için yas tutup ağlayacak.
45. Ondan geriye sağ kalanların her biri kendisini yok edenlerce esir alı­nacak.
46. Sen, Babil'in güzelliğini ve gör­kemini paylaşmış olan Asya, vay sana zavallı biçare!
47. Kendin gibi, senin için daima şehvet duyan aşıklarını et­kileyip yakalamak için kız kardeşleri­ni fahişeler gibi giydirdin.
48. 0 aşa­ğılık fahişenin bütün entrikalarını ve uygulamalarını taklit ettin.
49. Bundan dolayı Tanrı şöyle diyor: "Evlerini ha­rabeye çevirecek, vahşet ve ölüm ge­tireceğim. Başına dulluk, fakirlik, aç­lık, kılıç, veba gibi korkunç belalar ge­tireceğim.
50. O yakıp kavuran ısı bas­tırdığında, gücün ve görkemin bir çi­çek gibi solacak.
51. Daha sonra sen za­vallı, güçsüz bir kadın olacaksın. Ezi­lecek, dövülecek, yaralanacaksın. Bir daha zengin sevgililerini elde edemeyeceksin.
52. Sen  benim seçilmiş in­sanlarımı büyük bir zevkle, darbeler indirerek, öfkeyle meydan okuyarak sürekli  öldürmemiş  olsaydın,
53. ben sana bu kadar öfke duyar mıydım?" diyor Rabbin!
54. "Yüzünü boya, kendini güzelleştir!
55. Fahişeliğin bedeli senin ol­sun, her ne kazanmışsan alacaksın.
56. Seçilmiş halkıma ne yaparsan, Tanrı da sana yapacak" diyor Rabbin, "Üzerine büyük bir felaket getirecek.
57. Çocukların açlıktan ölecek, sen kı­lıçla yıkılacaksın. Kentlerin ortadan kaldırılıp silinecek, bütün halkın savaş alanında çökecek.
58. Dağlarda olan­lar açlıktan ölüyor olacaklar, açlık ve susuzlukları onları kendi etlerini yemeye, kendi kanlarını içmeye zorlayacak.
59. önce perişan ve mutsuz olacaksın. Buna rağmen devamı gelecek.
60. Galipler Babil'i yağmaladıktan son­ra evlerine giderken, yolda huzur dolu kentlerini yok edecek, topraklarının bü­yük bir kısmını mahvedecek, görke­minin sonunu getirecekler.
61. Seni ya­kıp yok edecekler. Sen anız, onlar da ateş olacak.
62. Seni, kentlerini, toprak­larını, dağlarını tamamen yok edip harabeye çevirecekler. Tüm ormanla­rını ve meyve ağaçlarını yakacaklar.
63. Çocuklarını mahkûm edip mallarını yağmalayacaklar. Görkemli güzelliğin­den geriye hiçbir iz kalmayacak!"